SENİ BULDUĞUMDA


Yukarıda görmüş olduğun kitabı Bursa'ya gelirken ki feribot yolculuğum için almıştım sanırım iki gün oldu yeni bitirebildim. Kitap oldukça güzel güzel olmasına da sanki biraz olaylar silsilesi az. Yani önceki kitapta olduğu gibi yine bir çocuktan bahsediliyor. Ama yazar zamanı çok çabuk ilerletmiş. Yani anlayacağın kitapta şimdi ne olacak? Annesi bulunacak mı? Çocuğu bir daha görebilecek mi? diye kendi kendine sorduğun bütün soruların cevabını yazar zaten sana kitabın ilk 80 sayfasında veriyor. Kitap çocuğun bulunmasına yönelik olaylardan değil de çocuğu ormanda bulan adamın ona kavuşmasından sonraki olayları anlatıyor. Baştan başlayacak olursam konuya; şöyle ki bir anne var daha on yedisinde. Bu küçük anne çocuğun babası da henüz çocuk olduğu için ve bebeğe bakmaları mümkün olmadığından dolayı yeni doğan bebeğini doğduktan hemen sonra ormandaki bir ağacın dibindeki toprağı kazarak, bebeğine örmüş olduğu bereyi de başına takarak bebeğini o kazdığı yere bırakıyor. Ve bu bebeği de 1 gün sonra  Flora'yla evli olan Nathan McCann sabahın beşinde köpeği Sadie'yle birlikte ördek avına çıktıklarında buluyor. Çocuğun anneannesi bebeğe, onu kurtaran adamın adını veriyor ve böylelikle de iki Nathan'ın macerası başlamış oluyor. Benim bu kitaptan çıkardığım en güzel fikir ''Kimin yanında olduğun, değerini fark etmen için oldukça önemli. Yani ancak kıymet bilenin yanında değerlisindir.'' Bunu asla unutma. Ha birde kitap başlıklar altında bölümlere ayrılmış. Birkaç sayfa bebek olan Nathan'ın hayatından kesitler verirken o bölümü bir yerde kesip Nathan McCann'in hayatından kesitler sunmaya devam ediyor. Umarım yeterince iyi anlatabilmişimdir. Elimden gelen kadarıyla çalıştım :) Hoşça kalasın..

Yorumlar

En Çok Okunanlar