BİR ÇÖKÜŞÜN ÖYKÜSÜ




Merhaba sevgili okuyucum bugün sana bahsetmek istediğim bir kitap var. Az önce bitirdim ve 48 sayfa olduğu için kolaylıkla okunabilecek bir kitap. Kitabın içeriğinden bahsetmek istiyorum hemen. Şöyle ki ben fazla şiir sevmem çünkü şairler çok fazla kendi içinde anlamı olan imgeler kullanırlar ve bende bazen bu bahsettikleri imgeleri anlamaktan zorlanıyorum. Bu kitapta aynı şiirler gibi imgeleri ve mecazlı cümleleri çok olan bir kitap. Kitabın adıyla ilgili zaten konu da. Geçmiş Fransız da Madame de prie adlı aristokrat bir kadın günün birinde yaptığı sahteliklerden ötürü gözden düşer ve kral tarafından Normandiyaya sürülür İktidar sahibi ve ilgi odağı olduğu Paristeki caf caflı günlerinden sonra Madame de prie bu sürgünün ne kadar süreceğini bilmediğinden büyük bir dehşet çukuruna düşer. Artık hayatta tek bir gayesi vardır ve bu sürgün boyunca bir tek o amacına tutunarak günlerini geçirecektir; Yeniden eski ihtişamına geri dönmek. İnsanların saygınlığını kazanıp, aranan kişi olmak. Günler haftaları haftalar ayları kovalar ve bu çöküşten kurtulmak isteyen kadın rüşvetle kazandığı paraları eğlenceli balolar yaparak har vurup harman savurur. Tanıdığı tanımadığı, soylu fakir herkesi balosuna davet eder. Sonuncu baloda yakında öleceğini söyler ama buna kimse inanmaz. Kadın ölümünden sonra herkesin şaşkına döneceğini ve asla unutulmayacağını düşünür. Hayattayken kimsenin umrunda değildir belki ölünce yeniden saygınlığını kazanır ve unutulmayacak şekilde hatırlanırım diye geçirir içinden. 7 ekim günü kendi ölümünü hazırlar ve yaşama gözlerini yumar. Fransa ahalisi ölüm haberini duyduğunda küçük çaplı bir şok geçirir ama yeniden kaldıkları yerden hayatlarına devam ederler. Yani kadın amacına ulaşamamıştır. Ölümü bile sadece birkaç saniyelik şok etkisi yaratmıştır. Zaten hilekarlıklarla geçen yaşamının cezası da ölümünün kimse üzerinde etki yaratmaması olmuştur.

Yorumlar

En Çok Okunanlar