Eşikler Geçiti


Her hata ilkinden itibaren tekerrür edilmeye mahkum aslında. Benim burada hata diye bahsedeceğim şey ''güvenmek'. Bu güzel hissiyatımız ne zamandan beri üzüntülerimizin sebebi oldu bilmiyorum. Ama ben ne zaman üzülsem ''hata yaptım güvenmekle'' cümlesini söyler dururum. Güvenmek hata olarak görülmemeliydi en azından güvenmenin hata olduğu bize öğretilmemeliydi. O zaman  kalkanlarımızı kuşanmazdık insanlara karşı. Kalbimizin içini açıp baktıklarında söküklerle dolu bir gönül görmezlerdi. Öyle bir dereceye geliyorsun ki her eşiği bir şekilde yaralanmadan atlatıyorsun. Geçmişe dönüp baktığında eşikler geçitiyle dolu bir ömrünün olduğunu görüyorsun. Bir zaman sonra karşına geçmişte geçtiğin eşiklerin toplamı kadar büyük bir duvara toslayıveriyorsun. Ama senin kalbinin kırıklarının üstüne yepyeni bir hayat kuranları gördükçe o duvarı da hiç zorlamadan güle oynaya geçmek zorunda kalıyorsun. Ben neleri atlattım ki deyip aslında hayatının en büyük acısını önüne çıkarttıkları eşiklerin tecrübesi sayesinde atlatıveriyorsun. Neden en büyük acısı diyorum? Çünkü dertlerini unutup yeni bir hayata başlıyorsun uzun bir aradan sonra hiçbir şeye ağlayamadığını fark ediyorsun. Başına öyle bir olay geliyor ki geçmişte yaşadıklarının hüsnükuruntudan ibaret olduğunu görüyorsun. Gerçek acı buymuş diyorsun. Öncekiler yağacak yağmurun çiselemesinden başka bir şey değilmiş.. Hayatının asıl devrimi bu duvarı da aştıktan sonra başlıyor belkide. Çünkü en acısını yaşadığını fark edip her şeye gülümsemeyi öğreniyorsun artık. Güvenmeden önce ''insanoğlu değil mi her şey beklenir.'' demeyi öğreniyorsun artık ya da öğretiyorlar. Hayatın ciddiyeti bu andan itibaren sona eriyor senin için. Zaten ne demişler dünya madem fanidir değmiyor alaka-i kalbe. 

Yorumlar

En Çok Okunanlar