BİR DİLEKLE BAŞLADI HER ŞEY


Merhaba sevgili okuyucum;
Nasılsın bugünlerde ? Her şey yolunda mı? Takıyor musun gene olur olmadık şeylere kafanı? Yoksa benim gibi umursamazlığın kıyısında köşelerinde gezinip duruyor musun amaçsızca? Her neyse bugün sana bahsedeceğim tek bir kitap değil de birden fazla kitap yani bir seri olacak. Normalde bu Debbie Macomber'ın ''Mucizeler Dükkanı'' serisi 10 kitaptan oluşmakta lakin biz iki sene önce Bursa'ya taşındığımız için bu taşınma sırasında birçok kitabım kayboldu. Kaybolan kitaplarım içinde de serinin 5. kitabı olan 'Bir Dilekle Başladı Her şey' kitabı oldu maalesef ki. Her neyse bu seriyi okumaya ben ilk kitabından başlamadım. İlk aldığım kitap kaybettiğim kitaptı. Ve daha sonra bir serisi ve sırası olduğunu öğrendim ve sırayla almaya devam ettim. Okumayı sevmeme sebep olan ilk seri diyebilirim. Gerçekçi kurgusu ve bir o kadar da umut dolu hikayeleriyle adeta kitap okumayı bana sevdirdi. Elimden bırakamaz hale geldim. Seri bitince de çok üzüldüm tabi ki. Şimdi yeni bir serisini okuyorum, adı Cedar Cove. O da elbette çok güzel. Seriyi bitirdiğimde ondan da bahsedeceğim inşallah. Her neyse bu seriden bahsedecek olursam ; serinin konusu Blossom sokağında oturan Lydia Hoffman'ın tuhafiyeci dükkanında bir bebek battaniyesi kursu açmasıyla birtakım olaylar silsilesi başlıyor. Debbie Macomber bu kursa gelen her müşterinin hayat hikayesini bir bir ele alıyor. Ve oldukça akıcı bir üslupla ele aldığı için okurken asla sıkılmıyorsunuz. Zaten oldukça sürükleyici olmasaydı bende meraklanıp 8 kitabını teker teker almazdım :) Her neyse benim ilk okuduğum kitabın içeriğinden bahsedecek olursam kitabın adından da anlayacağın üzere bir dilekle başlıyor romanın olay örgüsü. Dileklerinden biri de Bir Yumak Mutluluk kursuna gitmek isteyen Anne Moria ve diğer üç arkadaşı 14 şubatı beraber geçirmeye karar veriyorlar. Lillie, Barbie ve Elise Anne Moria'nın kitapçı dükkanının üstündeki evinde parti için buluşuyorlar. Hepsinin kendilerine göre -halen taze olan- acıları canlarını yakıyordu. O gece Anne Moria odayı balonlarla doldurmuş kadınlarda topuklu ayakkabılarıyla hepsini patlatarak stres atmışlardı. Birden Anne Moria'nın aklına 20 dilek fikri gelmişti, herkes bu fikri benimsemiş ve evlerine dağıldıktan sonra bile hepsinin aklında 20 dileğinin ne olacağı vardı. Dilek fikri herkesin hayatını değiştirecekti belkide. Çünkü her şeyin başlangıcı inanmaktır. Ve bir şeye ne kadar çok inanıp o yolda ilerlerseniz, gerçekleşmesi için çabalarsanız kaderinizin gidişatı o yöne doğru olacaktır. İstemek hayalinin gerçekleşmesi için bir başlangıç çünkü. Anne Moria'da bu 20 dileğini sırayla kağıda yazmıştı. Hepsine kalpten inanarak ve bir gün mutlaka gerçekleşeceğini düşünerek, tüm inancıyla. İlk dileği Bir Yumak Mutluluğa başvurmak oldu.. Ve gerçekleşmesini istediği bu dilek de okumaktan bıkılmayacak bir romanın başlangıcına vesile oldu. :)

Yorumlar

En Çok Okunanlar