MUTLULUĞUN ŞİFRESİ

Merhaba sevgili okuyucum, uzun zaman sonra tekrar seninleyim. Bloguma yazmadığım günlerde oldukça şey yaşadım ve yazmanın bana iyi geleceğni düşünerek tekrar kitap okumaya ve bunun tahlilini sana yapmaya karar verdim. Sanki bu kitap yaşayacaklarımı tahmin ediyormuşçasına bana önceden güç sağlamak için elime geçti. Çünkü bu kitabı bitirdikten 1 gün sonra hayatımın en kötü tecrübesini yaşadım diyebilirim. Hatta şuan ki düşüncem herhalde hayatımda daha kötü bir gün olamayacağıdır. Her neyse gelelim kitabın konusuna; Roman bir yaşam koçu olan Uluç beyin kitabını yazmak için Bodrum'a gelişinden başlıyor. Daha sonra tam İstanbul'a dönecekken aniden telefon çalmaya başlıyor, arayan dönemin önemli sanayicilerinden Ali Rıza Yılmaz beydir. Ani bir kararla bütün işleri oğluna devretmiş ve emekli olmuştur. Aramasının nedeni ise kızı Esra'nın ruh halinin hiç de iyi olmadığı ve bunun için yardım alıp alamayacağını bilmek istemesidir. Uluç bey ilk başta Bodrum'da tatilde olduğunu söylese de Ali Rıza bey de Bodrum'da olduklarını söyler ve Uluç, adamın çaresizliğini sesinden anlayıp yardım teklifini kabul eder. Ve olaylar silsilesi böylelikle başlamış olur. Benim kitapta sevdiğim ve aklıma kazınan iki bölüm oldu. O sayfaları alt tarafa bırakacağım. Ve bu kitabın bana öğrettiğiyse olacak olandan asla kurtulamayacağımız. Yani eğer kaderinde varsa sen ne kadar ağlarsan ağla geçmişe dönüp üzüledur bunun sana hiçbir faydası olmayacak. Aksine geçmişinde yaşadığın o üzüntülerin geleceğine malolacak. Hem üzüldüğünle kalmış olacaksın hem de yaşamayı sevmediğin bir hayatta hapsolacaksın. O yüzden geçmiş şeyler için neden? niye? diye durup durup düşünmektense akışına bırakman lazım. Çünkü acı, sabırla olgunlaşır. Sen sabret ama bunu günlerini zindanve ziyan ederek değil eğlenerek, yaşayarak, gezerek, görerek yap. Nasılolsa her şey olacağına varıyor. Ve bunu bir oyun gibi düşün. Ne olacağından habersiz takdiri sadece Allah'ın bildiği. Hayat süprizlerle dolu, olumsuzlukları düşünmek yerine zamanında yaşadığın güzel günler için şükret. Çünkü hayat o zaman daha katlanılır hale gelecek :))