MERDÜMGİRİZ



Merhaba kıymetli okuyucum, uzun bir aradan sonra yeniden yazıyorum. Sanırım benim için yazmak uyumak, yemek, içmek gibi ihtiyaç duyduğum bir şey oldu. Bu ihtiyacın doğmasında başlıktan da anlaşıldığı gibi ''merdümgiriz'' birine dönüşmem. Hemen açıklayayım sana anlamını bu güzel kelimenin; kalabalıkları sevmeyen kimse demektir. Bu kelime iki sözcüğün birleşiminden oluşuyor aslında, ''merdüm'': insan, ''güriz'' ise kaçma manasına geliyor. Böylelikle kelimemizin manası aslında insanlardan kaçan kimse demek bir bakıma. Umarım anlatabilmişimdir. :)

Maalesef bazen insanlar içinde insana hasret yaşarsın. Çok şükür ki birkaç tane (zaten fazlasına gerek yok. Bir olsun tam olsun misali :) ) dost bildiğim çok iyi insanlar var çevremde. Beraber ağlayıp beraber güldüğümüz. Ama bazen biri olur ki. Onun boşluğunu kimse tamamlayamaz. Sana bir anımı anlatmak istiyorum. Teyzem yeni evlenecekti. Ve ben korkuyordum. Çünkü biz onla anne kız gibiydik. Çok yakındık annemden sakladıklarımı ya da günlüğe yazdığım sırlarımı bir tek ona anlatırdım. Her neyse korkumun sebebiyse, onun çocukları olacaktı ve belki de biz onlar dünyaya gelince eskisi kadar yakın olamayacaktık. Çocuk aklı işte. O zaman çok saçma gelirdi ama şimdi düşününce bundan doğal bir şey olamaz. Bir gün ağlarken yakaladı beni. Niye ağlıyorsun diye sorunca ''beni unutacaksın, evlenmeni istemiyorum.'' diye hıçkırıklara boğulmuştum. Demişti ki: ''Kalp ikiye ayrılır evlenince.'' Anlamamıştım ilk başta sonra anlatmaya devam etti. Kalbimizin yarısı aile fertlerimizin tümüne ayrılır diğer yarısıysa evleneceğin adama. Düşünmüştüm o zaman, acaba benimde kalbimin yarısını vereceğim biri çıkacak mı karşıma diye. Bilemeyiz kim hakkımızda hayırlı kim değil. Önceki yazımda bahsetmiştim imkansız birine vurulduğumu. Ama hani ne olursa olsun başınıza ne gelirse gelsin hissedersiniz. Doğru kişi o olsun istersiniz. Artık yaşamınızda yer almasa da duanızdan eksik etmezsiniz. Ne kadar düşünmemeye çalışsam da eskisi gibi, her üzüldüğümde ya da her sevincim de o kalabalığa denk gelen tek bir kişiyi aradı aklım, kalbim. Bazen nedensizce seversiniz o sizi sevmese de sevmeye bahane bulur yine de seversiniz. Misal bu hafta kötü bir yedi gündü benim için. Bugün o insanla konuştum. Ve aklımda bile olmayan şeyleri öğrendim. O 55 dakikalık konuşma bütün günümü mutlu geçirmeme neden oldu. Sevmesine gerek yok sevilmenin elbette ki yeri çok ayrı. Ama sevebilmek de büyük nimet. Ve ben aşkı tarif edecek olsam ''Kalbini başkasının merhametine bırakmak'' diye tanımlardım. Umarım sıkılmamışsındır :) Kendine iyi bak. Hoşça kalasın :)

Yorumlar

En Çok Okunanlar