AKZAMBAKLAR ÜLKESİ, FİNLANDİYA


Merhaba yine ben! Sana birkaç saat önce bitirdiğim bu müthiş kitaptan bahsetmek istiyorum. Kitabı lise zamanımda okumuş olsam da yeniden okumak istedim. Belki bu okuyuşumda daha farklı anlamlar bulacağımı düşündüm. Kitap okuma sırasında ve okuduktan sonra size müthiş bir heyecan ve bir şeyleri başarma isteği veriyor. Adeta dünyayı değiştirme potansiyelinizin olduğunu anlatıyor. Kitabın oldukça hoşuma gitme nedenlerinden biri de yazarın hep bir umut ışığı aşılaması.Ve daima geleceğe umutla bakması. Gelelim kitabın konusuna. Kitap oldukça kurak ve bataklık olan Finlandiya'nın nasıl yeşerip adeta bir cennet gibi güzelleştiğini anlatıyor. Snelman ve onun konferansına katılıp hayatına yepyeni bir düşünceyle yön veren öğrencilerinden oluşuyor. Snelman Finlandiya'nın sadece eğitimdeki yeniliklerine değil ülkenin her alanındaki bozukluklara karşı bir mücadeleye girişiyor adeta. Kitapla ilgili en aklımda kalan bölümlerden biri futbol başlığındaki yazı olmuştu. Diğer ülkelerde olduğu gibi Finlandiya'da da futbol heveslileri çoğalıyor bir süre. Daha sonra Snelman bir konuşmasında diyor ki: Ben güçlü bacak kaslarıyla övünen insan topluluğu yerine güçlü fikirlerle donatılmış beyinleri tercih ederim. Bu ülkeyi bataklıktan kurtarabilecek olan şeyin futbolcuların değil de insanların yaratıcı fikirlerinin çarpışması olacağından bahsediyor. Daha sonra Snelman çocuklara kızan ailelerden bahsediyor. Çocukların kendi eserimiz olduğundan. Yalan söyleme, küfür etme demek yerine ebeveynlerin dedikleri şeyi kendilerinin uygulamalarını istiyor. İnsanoğlu ne ekerse onu biçecektir çünkü. Zehir ekip güzel bir meyve biçmesi olanaksızdır. Öğretmenlere bir konuşma yapıyor. İlk başta homurdananlar olsa da Snelman'ın iyi niyetini gördükçe ona hak veriyorlar. Snelman diyor ki:''Mesleğinizin görevi sadece çocuklara ders anlatıp saatiniz dolunca da çıkıp gitmek değildir. Onlar bizim geleceğimiz, bunun bilincinde davranıp onlara ahlaki yönden,toplumsal gerekliliklerden, ülkenin kurtulması için yapılması gerekenden, çok çalışmaları için şevk verilmelidir. Her öğretmen yaptığı işi sevmeyebilir. Sevmiyorsanız bu işi zorla yapmayın. Bu değerli yeri meşgul etmeyin. Yapmak istediğiniz ve kendinizin iyi olduğunuzu düşündüğünüz işi yapın. Toprak ekin, kuaförlük yapın ve daha birçok şey. Her insanın içinde bir cevher vardır. Bu cevheri yapmak istemediğiniz bir işte köreltmeyin.'' diyor. Yazdıkça yazasım geliyor en iyisi burada bitirmek :) seni sıkmak istemem. Umarım benim beğendiğim gibi sende bu kitabı okuyunca çok seversin. Kesinlikle tavsiye ediyorum. Şimdilik hoşça kalasın.




Yorumlar

En Çok Okunanlar