SAFDERUN

Merhaba değerli okuyucum;
Sana bugün oldukça güzel bir anlamı olan kelimemizden bahsetmek istiyorum. Başlıktan da anlaşıldığı gibi kelimemiz ''Safderun''. Bu kelimeyi kendimce açıklamak istersem; saflığın derinliği diye tanımlardım. Gerçek anlamı da buna benziyor zaten. Gerçek anlamı ise şöyle: Kalbi temiz olduğu için kolayca aldanabilen.
Sanırım bu kelimeyi de kendimle çok fazla özdeşleştirdiğim için seviyorum. Ne zaman birine güvenecek olsam kendime son güvendiğim kişinin yaşattıklarını hatırlatsam da ''belki bu sefer üzülmem'' diye düşünüp kolayca kanabiliyorum insanlara. Hayal kırıkları eskisi kadar batmasa da yüreğime, her kırılan parçayla birlikte güvenimi de çekip çıkarıyorum sanki içimden. En güvendiğiniz bile darmaduman edince sizi diyorsunuz kendi kendinize ''O bile yaktıysa canımı kim yakmaz ki?''. Güvenip yaslandığınız insan bir an da çekiverince sizi kendinden tepetaklak oluyorsunuz. Bir daha da kimseye  güvenip başınızı bir insanın omzuna koyamıyorsunuz. Gider de yıkılırım yeniden diye diye kimseye açmıyorsunuz kalbinizi. Bağlanmamak için, nasıl olsa bitecek diye düşünüp belki de hiç sonu yaşamayacağınız bir ilişkiyi yok ediyorsunuz. Bu o kadar kötü bir şey ki. Güveninizin elinizden alınması aslında her şeyinizi kaybettiğinizi gösteriyor. Siz sadece ''Ne yaptım bunu hak edecek?'' diye sora sora günlerinizi gecelerinize karıştırıyorsunuz. En acısı da iyi niyetinizden vurulup bir daha iyileşemeyişiniz. Ve bunlardan zerre haberi olmayan biri uğruna kendinizi mahvedişiniz. Bir gün sormuştum canımı yakan birine. Nasıl olur da hemen unutursun beni diye. ''Sen iyisin ve iyiler her zaman çabuk unutulur Zeynep.'' demişti. Hiç bir cümle bu kadar kalbimi delip geçmemişti daha önce. Yazık dedim. O cümleyi kurduktan sonra kötü, umursamaz, pişmanlık duymayan birine dönüşmek istesem de yapamadım. Kızamazdım ki. Beni neden sevmiyorsun diye kızamazsın kimseye. Hakkın yok. Velhasıl kelam safderun olmanız mutlu olacağınız anlamına gelmeyebiliyor bazen de. Keşkeleriniz belkilere dönüyor zamanla. Keşke yaşamasaydım dedikleriniz belki bunda da vardır bir hayır gibi. Hoşça kalın :)