AGAPİ




Hiç aşık olamamış biri olarak, Sarah Jio'nun aşkı iliklerime kadar işlettiği bu kitabı sana gönül rahatlığıyla tavsiye ederim. Zaten kendisi oldukça sevdiğim bir yazar olduğu için de yazdığı bütün kitapları okudum neredeyse. Sarah Jio bu kitabında da oldukça başarılı bir şekilde işlemiş karakterlerin ruh halini. Kitabı okudukça adeta umut doluyor kalbiniz, gerçek aşkı bulacağınıza dair. Kitabın konusundan bahsedecek olursam. Kurgusu ve olay örgüsü oldukça özgün ve değişik aslında. Yani aslında aşkın yanında kurgusu da baya iyi işlenmiş. Ben bu kitapla şunu fark ettim ki bir kitabın her ne kadar gerçek hayatı yansıtmasını sevsem de Sarah Jio'nun bu kitabındaki gibi kurgu olaylar da ilgimi çekmiyor değilmiş. Her neyse lafı fazla uzatmadan geçelim hikayeye;
Jane doğum gününe yakın bir mektup alır. Mektupta Jane’nin ailesinden kendisine miras kalan özel bir yeteneğinin olduğu ve daha fazla bilgi istiyorsa da  mektupta yazılı adrese gelmesi gerektiği yazar. Jane mektup karşısında çok şaşırır. Ne yapacağını bilemez. En sonunda merakına yenik düşer ve en yakın kız arkadaşıyla belirtilen adrese gider. Onları Colette adında bir kadın karşılar ve ona özel yeteneğini anlatır. Çocukluğundan beri görme sorunu yaşayan bu sebeple de doktora giden Jane duydukları karşısında oldukça şaşırır. Çünkü ne zaman görüşü bulanıklaşsa aynı anda da kafasında adeta şimşekler çakarcasına bir baş ağrısıyla karşı karşıya kalıyordur. 
Jane doğduğunda hastanede olan Colette, Jane’nin annesinin babasına olan aşkını görür ve bunu devam ettirecek kişinin Jane olduğunu düşünerek bu yeteneği ona da verir. Jane’nin yaşadığı görme bulanıklığının nedeni de budur. Colette bu yeteneği ona verir ama Jane’nin aşık olabilmesi için otuzuncu yaş gününe kadar aşkın altı türünü tanımlamasını ister. Eğer ki tanımlayamazsa Jane ömür boyu aşık olamayacaktır. Jane bu durumu kabullenmekte zorlanır ama kadının dedikleri de doğrudur. Çünkü ne zaman aşık çift görse görmesi bulanıklaşır. Jane artık çevresindekileri gözleyip aşkın altı türünü tanımlamaya çalışacaktır tabiki eğer günün birinde gerçek aşkı kendisi de yaşamak istiyorsa. Yalnız yazar Jane'in tanımlamaya çalışacağı bu altı aşkı çok basit işlemiş ve sözde gerçek aşkı yaşayan kişilerin birbirlerini sürekli aldatması da aslında aşkın gerçek olması için imkansız olması gerektiği bu yüzden de eğer mutlu bir evlilik varsa bu evlilikte gerçek aşkın olmayışı ya da gerçek aşk olan yer de kavuşmanın imkansızlığının kesin olduğunun anlatıldığı bir roman olmuş. Sadece bu açıdan beğenmesem de karakter tahlilleri ve olay örgüsü oldukça güzel işlenmiş.  Hoşça kal :)

Yorumlar

En Çok Okunanlar