BİR KÜÇÜK YALAN


Merhaba sevgili okuyucum. Yine ben! Bugün sana dün bitirdiğim romandan bahsetmek istedim. Fazla arayı açmadan hemen eleştirisini yazmak istiyorum. Çünkü sıcağı sıcağınayken daha objektif düşünebildiğimi fark ettim. Geçelim K.A Tucker’ın yazdığı mutlu sonla biten romanın konusuna; ana karakterimiz ebeveynlerini bir trafik kazasında kaybetmiş, ablasıyla hayatını sürdürmeye çalışan kendi küçük olsa da hayatına gayet iyi bir şekilde yön vermeye çalışan Livie Clearydir. Livie babasının da mezun olduğu Princeton üniversitesini gidebilmek ve babasını gururlandırmak için çok çalışmış ve nihayet hayallerindeki o üniversiteyi kazanabilmiştir. Aslında başlarda kitabı çok beğenmemiştim. Çünkü üniversiteyi yeni kazanmış bir kızdan bahsedilen bu kitapta sanki yetişkinmiş gibi birçok müstehcen sahneyi yaşadığı gözler önüne seriliyor. Ama bunu da yazarın ülkesinde böyle şeyler gayet normal görülmesinden dolayı bu derece çok müstehcen sahneyi rahatlıkla yazabildiğini düşünüyorum. Yani tamamiyle bizim ahlakımıza karşı bir kitap. Ama sonlara doğru kitabın güzelleştiğini gördüm. Karakterlerin yaşadığı olaylar artmış ve müstehcenlikten adeta uzak sadece olaylar silsilesinin duygusal bir bağ ile yazıldığı bir roman haline dönüştüğünü gördüm. Olay Livie’nin ruhsal durumlarıyla, yaşadığı küçük krizlerle başlasa da okul kampüsünde ilk gördüğü andan itibaren kalbinin ritmini değiştiren Ashton’un dramatik hayat hikayesiyle son buluyor. Ve bence asıl karakter Livie gibi gözükse de dolaylı yoldan Ashton’un hayat hikayesiyle can alıcı noktalara dokunduğunulduğundan Livie sadece bir aracıymış gibi görünüyor. Her neyse ben yine de beğendiğimi söylemek istiyorum. Umarım beğenmişsindir. Hoşça kal :)

Yorumlar

En Çok Okunanlar