KUYTU

Merhaba değerli okuyucum;
Biliyorum yandaki resmi neden koyduğumu soruyorsun kendine. Birazdan anlatacaklarımla bağlantılı olduğu için bu resmi görmeni istedim. Kendimce yaşadıklarımla ve başlıktaki kelimeyle ilgili bir bağlantı kurup hemen anlatmaya başlayayım. Umarım kendimi iyi ifade ederim. Her neyse bugün bahsedeceğim kelime ''Kuytu.'' Bu güzel kelimemizin manası sözlükte ıssız ve tenha yer şeklinde açıklanmış. Ama benim bu kelimeden anladığım gerçek anlamdaki gibi bir yerin tenhalığından çok bir kalbin ıssız kalması. 
Bu geçtiğimiz cumartesi hayatımın en kötü günlerinden birini yaşadım diyebilirim. Bu olay 3. kez tekrarlanıyor ve beni korkutan da bu aslında. Birincisi lise sonda ikincisiyse geçen senenin final haftasında yaşanmıştı. Oldukça kötü bir hafta geçirmiştim ve hafta sonunu da dışarı çıkmayıp yurtta geçirmeyi düşünüyordum. Kafa dağıtmak için arkadaşlarımla buluşmayı düşünsem de bazı şeyler içinizde heves olmadan yapılmıyor. Uyku sorunum olduğu için her zamanki gibi sabaha doğru 4 gibi anca uyuyabildim. Ve ertesi gün öğleden sonra 2 gibi uyandım. Daha sonra kantine inip verdiğim siparişi beklemeye başladım. Abartmıyorum hayatımda hiç böyle kötü hissetmemiştim kendimi. Birden başım dönmeye daha sonra da ellerim ve ayaklarımın boşaldığını hissettim. Hareket edemiyordum. Abla siparişimin hazır olduğunu söylüyordu ve ben bunu duymama rağmen yerimden kalkamıyordum. Daha sonra başımın omzuma düştüğünü hatırlıyorum ondan sonrası hafızamda yer etmemiş. Gözümü açtığımda revirdeki yatakta yatıyordum. Başıma bir ton insan toplanmıştı. Ambulans görevlileri tekerlekli sandalyede aşağı indirdiler ve ambulansta damar yolu açtılar. Hastahanedeki hemşire de yanlış yere açtıkları için bir de bileğimden açması gerektiğini söylediği için yukarıdaki gördüğünüz elim 4 gündür bu halde. Bir iğne de kalçamdan yapıldı daha sonra serum taktılar serum bitince 2 tane ağır antidepresan verip beni taburcu ettiler.  Sağolsun yanımda arkadaşım ve yurt görevlisi bir abla vardı. Beraber yurda döndük. Pazartesi günü okulda ve yurtta, tanıdık tanımadık herkes halimi hatrımı sordu. Sağolsunlar. Ve o zaman şükretmem gerektiğini anladım çünkü daha cumaya kadar sırf belirli bir kaç insan tarafından sevilmediğim için kendimi yalnızlıkta doktora yapmış biri olarak görüyordum. Anladım ki sırf bir kaç kişi sevmiyor diye yalnızlıktan şikayet etmen çok saçmaymış. Çünkü onları tanımadan önce de seni seven, sana bir şey olsa dünyayı yakacak bir ailen, arkadaşların vardı. Onları tanıdın ve sana kendini değersiz hissettirmekten başka bir şey yapmadıklarını gördün. Onları hayatından çıkarttın ama seni seven ailen ve dostların hala tek bir göz yaşına dünyayı yakmaya hazır haldeler. Bunu gördün ve artık kurtuldukların için üzülmek yerine seni sevenlerin olduğunu bilmenin şükrünü yaşa. Çünkü hayat, şükrettikçe güzelleşiyor unutma :))

Yorumlar

En Çok Okunanlar